Saturday, January 8, 2022

Güzeller güzeli Bergamot…

Hem güzel, hem de herşeyi faydalı.

Limon gibi suyunu kullanıp, kabuğunu da çayda, kekte vb. kullanabiliriz.

Yetiştirmesi de kolay, hasata kadar bahçemizde göz alıcı bir meyve...





Thursday, January 6, 2022

Toprak ile Tanışmamız

Bütün hayatım boyunca sadece saksıda bir tane kaktüs yetiştirdim, Nisan 2020’ye kadar….


Nisan 2020’de toprak ile tekrar tanıştık ve beraber bir yola çıktık…

Ata tohum dışında tohum kullanmadık.. 

Bahçemize ilaç, zehir, suni gübre sokmadık. 

İlaçsız olmaz diyen ziraat mühendislerinden uzak durduk. 

Kendi toprağımızı ve gübremizi kendimiz yaptık. 

Hayvanlarımız için yem kullanmadık, kendi çocuklarımız gibi sağlıklı beslenmeleri için yollar öğrendik. 

Her fırsatta araştırdık, bu işi doğru yapanları örnek aldık. 


Son olarak, bu işe başlayacaklara örnek olmak için bütün sene öğrendiklerimizi paylaştık. 


Hayalimiz, bir gün herkesin, küçük veya büyük, bir imkan yaratıp, kendi yiyeceğimizi yetiştirmesi ve bunu da tamamen doğal yollarla yapması..  


Dünyadaki bütün olumsuzluklara karşın, 2022’nin hepimize sağlık ve huzur getirmesi dileğiyle…




KALE OTU

Henüz tanışmamış olanlar…  Bizim de bu sene tanıştığımız ve çok sevdiğimiz bir yeşillikle tanıştırmak istiyorum sizi. 

Salatalarımızın günlük müdavimi oldular ve bizce damak tadımıza da çok uygunlar.  

Direkt zeytinyağlı salatalara eklenebiliyor. Zeytinyağı ve baharat sürüp fırında 5dk'da kıtır ve sağlıklı bir cips de yapabilirsiniz.

Kale ile başka tarifleriniz varsa paylaşırsanız çok sevinirim 😊

Yetiştirmesi de çok zahmetsiz, kış mevsiminde coşuyor. Güneşi seviyor, alttaki yaprakları hasat ettikçe yukarıdan yeni sürgün veriyor. Gövde kalınlaşıyor, boyu uzuyor. 3-4 sene yaz kış hasat edebilirsiniz. 

10'dan fazla kale türü varmış, bizde şu anda 4 çeşit var. En güzelleri de kıvırcık olanları 🙂 

Gövde üzerinden çıkan yeni sürgünler veya mevcut dallardan kolaylıkla yeni fideler de elde edebilirsiniz. Tohumdan da yetiştirebilirsiniz.









Tatlı mı tatlı patatesler 🙂

3 adet tatlı patatesten onlarca fide, bu fidelerden de 2 kasa tatlı patates yetiştirdik. 

Bardakta fidelemeye göre “Toprak dolu kap” içinde fideleme hem çok daha güzel sonuç verdi, hem de daha az zahmetliydi. 

Bütün olarak patatesi derince bir kaba 3-4cm kalınlığında toprak doldurduk (torf ve solucan gübresi karışımı). Üzerine bütün olarak tatlı patatesi yatırdık. Toprak kurudukça da suladık. 

Birkaç hafta içinde kap tamamen köklerle kaplandı.

Patates üzerinde çıkan fideleri dikim yapacağımız zamana kadar hiç koparmadık. 

Nisan başında dikim yaparken fideleri koparıp köklendirmeden direk toprağa diktik. 

Ege bölgesi için Ocak sonu ekim, Nisan başı da dikim yapılabilir.  

Kendi tatlı patatesini yetiştirmek isteyenlere bu yöntemi tavsiye ederim. 










Saturday, December 11, 2021

Domates Güzelleri

 Bahçemizin güzelleri 🙂 

Güzel Urla'mızın da reklamını yapalım biraz 🙂 

Bu sene tohumdan yetiştirdiğimiz domates çeşitleri. Amacımız beğenmediklerimizi eleyip, sadece birkaç tanesini tohum almaya uygun yetiştirmekti. Ama problem büyük, hepsini beğendik, hiçbirini eleyemiyoruz 🙂 

İlaç, zehir, suni gübre: Yok - Sonuna kadar DOĞAL TARIM 

Bahçemizdeki biyolojik çeşitlilik sayesinde, türlü türlü böcekler sayesinde zararlılarla mücadele etmiyoruz, doğa kendi hallediyor. 

Tamamı Atalık tohum. 

Yer: İzmir / Urla

Not: Bu seneki domateslerden tohum almayacağız, aralarında tozlaşma ve melezleşme riski var. Tohumların bir kısmı bize ait, bir kısmı yerli yabancı arkadaşlardan, kalanını da çeşitli satıcılardan temin ettik. Şu anda sadece fide olarak paylaşabilirim (budanan dallardan). İzmir Urla'ya yolunuz düşerse beklerim 🙂

10 Temmuz 2021








Sebze Yatakları

 Yükseltilmiş sebze yatakları, Kompost ve Hügelkültür 

Dikkat: Az biraz uğraş ile bedava toprak vaad ediyoruz, hem de en kalitelisinden 🙂 

Bu bostanı, maalesef sadece yabancı kaynakları ve örnekleri inceleyerek kurduk. Türkiye'deki örnekleri çok çok az 🙁 

Elinde imkanı olan insanlara ilham ve bilgi vermeyi umarak bu paylaşımı yapıyorum. 

Bu yaz bostanımızda 46 adet yükseltilmiş yatak ile sebzelerimizi yetiştiriyoruz. Sanırım Türkiye'de sebze yatağı adedinde rekor bizde olabilir 🙂 

Yatakların içini hügelkültür'e yakın bir sistemle doldurduk. 

Aşamaları aşağıda tek tek yazıyorum:

1. Tabii zemini yaklaşık 20-25cm kazıyoruz. 

2. 5cm kalınlıkta, 30cm eninde boyasız, verniksiz ham çam kalası ile 300x120cm'lik yataklar hazırlıyoruz. Genişlik 120'den fazla olmasın, daha dar da olabilir. Uzunluğu da yerinize göre siz ayarlarsanız.

3. Tabana karton (mürekkepsiz, bantsız) seriyoruz. Amacımız solucanları cezbetmek. Birkaç hafta sonra kartonların altında onlarca yüzlerce solucan olacak. 

4. Kartonun üstüne kalın ve kuru dalları seriyoruz. Biz 2 ila 10cm arasındaki kalınlıkta dallar kullandık. Çiftliğimizde kışın yapılan budamadan kalan dalları bu şekilde değerlendirmiş oluyoruz.

5. Dalların üstüne daha ince dalları bolca seriyoruz. 

6. Daha sonra bahçemizden çıkan kuru otlar, kurumuş çimler, kuru yapraklar ve öğütülmüş ince dalları seriyoruz. 

7. Taze biçilmiş çimler, bostandan çıkan taze otlar, çiğ sebze atıklarımız gibi her türlü yeşil otu seriyoruz. 

Şimdiye kadar serdiğimiz tüm malzemeler çiftliğimizden çıkan malzemeler. Çiftlikten çöpe hiçbir şey atılmıyor. Önce hayvanlarımıza, fazla gelirse komposta veya yeni sebze yataklarının altında kullanılıyor. Bu malzemeleri, yatakların kenarlarına çok yaklaştırmıyoruz, kenar kısımları toprak karışımımızla doldurmaya dikkat ediyoruz. 

Bu malzemeler, 1-2 yıl içinde yavaş yavaş ve doğal olarak komposta ve gübreye dönüşecek. 

Yani ''Kendi toprağımızı kendimiz üretiyoruz''

8. Sırada toprak karışımımız var. Sebze yataklarında çok çeşitli toprak karışımları yapılabiliyor. Biz de bir sistem belirleyip, deneme yanılma ile karışımı İzmir'in iklimine ve sulama sistemimize uygun hale getirmeye çalıştık. 

Şu anda uyguladığımız toprak karışımımız: 2 birim vermikülüt, 1 birim perlit, 2 birim solucan gübresi, 3 birim torf, 2 birim kum, 2 birim dere mili ve biraz da leonardit. 

Toplam toprak yüksekliğimiz (kartondan itibaren) yaklaşık 50cm oluyor. Bu derinlik, hemen hemen tüm sebzeler için yeterli oluyor. 

Her bitki değişiminde (yılda 2-3 kez), toprağın üstüne kendi yaptığımız kompostu ekliyoruz (5-10cm kalınlıkta). 

Bunun dışında, hiçbir zaman suni gübre kullanmıyoruz. Kendi yaptığımız gübre dışında dışarıdan gübre almıyoruz. 

Hiçbir zaman çapa yapmıyoruz. Toprağımız her zaman yumuşak. 

Yataklar hiçbir zaman boş kalmamalı, sürekli birşeyler ekili olsun ki içindeki mikrobiyal dengeyi koruyalım. 

Hiçbir zaman sentetik ilaç ve zehir kullanmıyoruz. 

Sonuçtan genel olarak çok memnunuz, fakat kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. 

Sorularınızı seve seve dinler ve cevaplarım 🙂 

Yerimiz İzmir Urla'da. Ticari bir faaliyetimiz yok, bir aile çiftliği, ama Urla'ya yolunuz düşerse, kapımız misafirlere her zaman açık 🙂

Eşimin çiftlikten fotoğraflar paylaştığı instagram hesabı: instagram.com/may.ata.farm.urla

31 Ağustos 2021

















Kendi Yiyeceğini Kendin Yetiştir

 Sadece bizde değil, tüm dünyada “Grow your own food (kendi yiyeceğini yetiştir) isimli bir uyanış hareketi var. Neredeyse tüm dünya insanları, endüstriyel tarıma mahkum oldu. Son sürat, hem kendimizi, hem de toprağımızı zehirliyoruz. 

Önce kendimizi kurtaracağız, sonra da çevrenizdekileri bilgilendirip, DOĞAL TARIM’a teşvik edeceğiz. Bu bir insanlık görevidir.  

Başta bu grubun, paylaşım ve yorumlarda bulunan tüm üyelerin de bu yolda çok emeği ve katkısı var. Direkt veya dolaylı birçok insanın hayatının iyileşmesinde rol oynuyorsunuz. 

“Resmin solundakine mahkum olmayalım, kendi yiyeceğimizi kendimiz yetiştirelim”

“Kendi yiyeceğini yetiştir”

“Grow your own food”



KUDRET NARI

 Bahçemizdeki KUDRET NARI'nın yolculuğu...

İlaç ve zehir yok, sadece sevgi var...









15 Ağustos 2020


 İlk fotoğraf, standart markette satılan yumurtaların geldiği kafesler. Hayat boyu kafeste stres içinde yaşayan tavuklar.

İkinci fotoğraf, ülkemizde gezen tavuk yumurtasının geldiği yerlere bir örnek. Tavuklar, hava güzel olduğu zaman kısıtlı ve sabit bir bahçede serbest bırakılır ve eşinirler, sosyalleşirler, stres atarlar, rahatlarlar. Ama bu bahçe mera olmaktan çok uzaktır, beslenmelerinin %95'î yine endüstriyel hazır yumurta yemleridir.

Üçüncü fotoğraf ise, olması gereken Gezen Tavuk çiftliği. Maalesef ülkemizde çok enderdir, daha çok Avrupa'da rastlanır. Tekerlekli kafes konteynırlar, zaman zaman farklı yerlere taşınır, taze otlu meralardan maksimum faydalanılır. Daha az yem yerler, daha sağlıklı beslenirler.

Son fotoğraf ise, bireysel bahçelerimizde baktığımız tavuklar. Evcil hayvan gibi itina ile bakılır, yediklerine genelde dikkat edilir, hazır yem pek kullanılmaz, ilaç pek verilmez, verildiğinde yumurtası yenmeden atılır. Şanslı insanların şanslı tavuklarıdır.

Organik yumurta diye satılanlar ise 'üzerinde kafessiz veya gezen tavuk' yazmadığı sürece kafesteki tavukların organik yemlerle beslenen tavukların yumurtalarıdır. Stresle yaşayan tavukların yumurtalarıdır, maalesef bir nevi kandırmacadır.

Bahçesinde tavuk besleyen şanslı azınlıktan değilseniz; marketten aldığınız kafes yumurtası ile gezen tavuk yumurtası fiyatı arasında 1 liranın yarısı kadar fark var. Bu fiyat farkına stresli tavukların yumurtasını tercih etmeye değer mi? Almayın, yemeyin, yedirmeyin. Gezen tavuk yumurtasına talep arttıkça, üretici öne geçmek için üçüncü fotoğraftaki gibi çiftlikler kurmaya yönelecektir. Bir anda herşey güzel olmuyor, aşama aşama, bilinçlendikçe.

Tüketici neyi talep ederse, üretici onu üretmeye yönelecektir. Talep olunca, arz da gelecektir.

Sağlıkla kalın...

7 Mart 2021






Domates Aşkı

 Hep böyle bir poz çekmek istemiştim, kısmet bugüneymiş 🙂 

Tamamı ata tohum. 

25 Haziran 2021